2 Eylül 2014 Salı

Aşığın Sarhoş Ettiği Bardak

Beni kimler nerede unuttuysa çok güzel unutmuş ya da unutulmaya yüz tutmuşum.

Yabancı simalar, tanıdık koku. En uzak köşe, kalabalığa inat yapayalnız.

Bir kadeh ve içtikçe kadehte boşalıp içime dolan sen. Benimle birlikte sen de sarhoş oluyorsun, hissediyorum. Dudaklarında alkol tadı, öptüm ama içime çekmedim. Gözlerindeki yorgun bakışlar... Hala alışamadım, sensiz sarhoşluğa bile. Birlikte saçmalayabilmeliyiz sabaha karşı. Zaman geçtikçe haklılığını ve gözümdeki itibarını sağlamlaştırıyorsun. Sana sevgim azaldı belki ya da alıştım diyelim, saygım ise her geçen gün artıyor.

İkinci kadeh, şimdi daha iyi düşünebiliyorum.

İnsanlar fena özünde, istediğini verince senden iyisi yok. İstemediğini duyunca onlardan kötüsü yok.

Bencil, nankör, acımasız, riyakar.

Üçüncü kadeh, sonrası parça parça.

Hatırlıyorum, bazı şeylerin geri dönüşü yok. Seni düşündüm delice 
ama canımı yaktı. Ben aslında öldüm, haberi yok, Tanrı'nın bile.

Karın ağrısı ve kalp sızısı. Olmayacak duaya amin demekten vazgeçmemek, hiç dönmeyecek birini özlemek.

Aynı hatayı tekrar yapmak, asla senin olmayacak birine aşkını vermek. 

Kırılmış hayalleri mezeye katmak...

Her şeyim gibi, sen gibi, cümlelerim hala yarım ve sonu yok.


Hava soğuk ama burası çok sıcak. Dışarı çıkmam gerek. Biraz olsun uzaklaşmalıyım. Değişiklik gerek, yenilik gerek. Bir şeylere bir şeyler gerek işte. Ama önemli olan tanımlayabilmek.

Titriyorum yokluğunun rüzgarında ve üşüyor insan inanır mısın iliklerine kadar.

Hücrelerine kadar tutsak

Karanlık huzur verici, eğer karanlıkta yürümeye alışıksan.

Yarasa gibi kanını emsem

Sonra da yaranı iyileştirsem

Benden bir iz bıraksam sana

Ama iyi, ama kanlı...




Biliyorsun, ben kafam güzelken çok ilginç olurum.

Gülerim oturur, öfkelenirken ayılırım.

Çok küfrederim, çok içlenirim, ha bir de başım ağrır.

Baş ağrısı bile geçiyor.




Çok seviştim, çok beden geçti elimden. Seni özel kılan ne kahrolsun ki bilmiyorum. En ufak fikrim de yok. Ne iyi sevişiyorsun, ne de tutkulusun ama bir halt varmışçasına tutkunum sana.

Seni unutayım diye de gezdim,

Çok dolaştım, çok seviştim.

Kiminii az sevdim, kimini çok

Ama hala özlüyorum seni



Yalan olduğunu bile bile seni içtim. Nereden rastladım ki ben sana. Artık acıyacak can kalmadı. Harcayacak merhamet de tükendi. Hasretinle seviştim doyasıya ama ben onlarla sevişirken seni düşündüm. Ruhuma girenin sen olduğunu hayal ettim.

Belki sen hayalden başka bir halt da değildin.
Fazla iyiydin ve olmaması gerektiği kadar da kötüydün.
Hayallerimde kaybol, düşlerimde doğ. 

Dengeni kaybet, sallan ve yavaşça düş masadan.

Başım gibi.

Ve her gün binlerce ayağın çiğnediği zemine karış, kirlen.

Vücudum gibi.

Bir daha hiç varolmayacakçasına parçalarına ayrıl.

Bardak gibi.

Şerefe.

Bana da bir bira söyle giderken.


"Beni al zamanın dışına götür. Biraz sarıl, biraz koru, biraz öp sonra yine sokağa bırak. Elimden tut var olmayan şeylere ekle zihnimin bataklığından kurtar. Biraz sustur, biraz soğuk davran, biraz da teyzem ol. Konuşabilecek gücümüz varsa ağladıklarımız yalan. Sahiden bak. Beni al biraz sarhoş et biraz saçlarına tak biraz da yağmurların peşinden koştur. Beni al erken öldür mutsuzluk uzun sürmez."

http://youtu.be/A8iKKfBnprI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder