21 Kasım 2014 Cuma

Şefkat yağar gökten ve dağılır karanlık aniden

Umutsuzca direnirken gözlerim uykuya, hırkamın yüzümde bıraktığı izlere takılıyor parmaklarım. Nedense Edip Cansever şiirleri geliyor aklıma. Onun da olmuş ya hani, izleri yüzünden okunan yoklukları...

Belki izi kalan; ama acısı olmayan anılar peşindeyim. Kelimeler döksün içimden istiyorum yaşadıklarımı, hüzünlü gülümsemeler yaratsın dudaklarımda. Mümkünse “sadece” özledim diye sızlasın içim, uzaklık saat farkıyla sınırlı kalsın.

Güneşe yakın vakitlerdeki konuşmalar geliyor gözlerimin önüne. En özlenen anlarım oluyor bir anda kar yağışını izlediğim şafaklar. "Kar sesini bilir misin sen? İçine yağan sessizlik gibidir". Neyin eksikse en önemli şey odur ya, ondan. İçimdeki masumiyete tutunuyorum. Kızgınlığı körüklemiyor, aksine bir kabullenişe bırakıyorum kendimi...

Hayallerimi sana anlatmak, ihtimalleri sıralamak, "Ee ne düşünüyorsun?" diye sormak... Kimsenin vermeyeceği o cevapları almak... Kimsenin anlamayacağı şeylerde, daha ben kendimi anlamazken anlaşılmak... Olanı biteni isimlendirmek. Paylaşabilseydim eğer, sen bilirdin içimdekileri, belki ilham alır yazardın yerime, ben kendimi okurdum sözcüklerinde. Şarkılar bulurdun sen bana. 

“Ah yağmur dönerken kara
Yine yol var falımda 
İster özle, 
Yok istersen hiç hatırlama”

Ağlarken gözlerim kısılmıyor benim artık, gözlerimin yanışıyla avunamıyorum. Ne affediyorum, ne unutuyorum. En zor olanı yapıyorum ve vazgeçiyorum... Yırtıp atmak içimden gelmiyor, kırpma makinesinde kıyılışımı izliyorum.

Yine de vazgeçilmez bekleyişim; bir hatırada kalmak ve dalmak uykuya. “Kim unutursa ilk, son o ölsün” diye söz vermiştim diye hayat kendini uzatarak veriyor cezasını. Gece bitsin diye yağmurun yağışını izliyorum balkonda, gece uzadıkça yağmur hızlanıyor. Gözlerimin içi gülüyormuş yağmur yağarken, öyle dediler bugün. "Her zamanki halim" dedim, geçtim. Anlatmaya üşendim. anısı çok diyemedim. Üşüyorum sanırım biraz. Daha kalırsam buz tutacak gülüşlerim biliyorum. Sen bilmiyorsun, bilmeni de istemezdim. Bu cezayı ben çekerim.

Oysa ne garip, latincede şefkat, beraber acı çekmek anlamına gelir derdin hep ve bugün fark ettim, şefkate en çok Arapçada aynı kökten geldiği şafak vakti ihtiyacım oluyor hep benim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder