8 Temmuz 2014 Salı

Batan Aşk ve Kurtulanlar

Aşkımız da deniz gibiydi. Uçsuz bucaksız, sınırları olmayan ve keşfedilmeye müsait. Biraz yarım kalmış belki fakat dalgalar kadar güçlü. Aşkın sarhoşluğuyla çok açıldık ve gemimiz battı, ufukta kaybolduk. Şimdi ben her güneş dogdugunde ufukta seni ararken sen ıssız bir adada Robinson Crusoe gibi yeni bir hayat kurdun kendine. Bense aşkımızın enkazından arta kalan hatıralara tutunarak aylarca yaşam savaşı verdim dalgalı denizlerde. Her gün bir umut bekledim. Akıntıya bıraktım kendimi. uzun süre sonra karaya ayak bastığımda insanlar kadar kendime de yabancıydım. Ayrıldığımızdan beri senden hiç haber alamadım belki ama istersen dünyanın öbür ucunda ol bana sadece kalbim kadar uzaksın.

Ve ben her denize baktığımda önce gözlerini görüyor ve hatıralar denizinde bilmem kaçıncı kez yaşam savaşı verip tekrar boğuluyorum.

Güya kurtuldum ama inan yaşamıyorum. Nefes alıyorum, yaşamaksa bu.

O gün öldüm ben ve cesedimi bile bulamadılar.